Prof. Dr. Torun, "Müzik, birçok sistemik, nörolojik ve psikiyatrik bozukluğun rehabilitasyonunda yarar sağlıyor." dedi.
Anadolu Üniversitesi (AÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Dil ve Konuşma Terapisi Bölüm Başkanı, aynı zamanda Kognitif Nöroloji-Nörolojik Müzik Terapi Ünitesi Sorumlusu Prof. Dr. Şükrü Torun, müzikle terapinin yaygınlaşması için çalışmalarını sürdürüyor.
Samsun'da MS hastalarıyla buluşan ve müzik terapisi hakkında bilgi veren Torun, müziğin insanın var oluşundan bu yana hayatında yer aldığını belirtti.
Eskişehir'de Müzik Terapi Ünitesi'nde çalışmalar yaptıklarını, farklı şehirlerde de hastalarla bir araya gelerek müziğin iyileştirici gücünü anlattıklarını ifade eden Torun, müzikle terapiyi modern tıbbın tamamlayıcısı ve bu alanı destekleyici bir dal olarak gördüklerini vurguladı.
Anadolu'da binlerce yıl önce şifahanelerde müziğin tedavi amaçlı kullanıldığını anlatan Torun, dünyada da 2. Dünya Savaşı'ndan sonra müzikle tedavinin bir bilim disiplini olarak gelişmeye başladığını kaydetti.
Torun, müzik terapinin, hareket, duyu, biliş ve duygu durum bozukluklarında işlevselliği artırmaya yönelik modern nörolojik rehabilitasyon yaklaşımları arasında giderek daha önemli konuma sahip olduğunu belirterek, müzik terapi uygulamalarının, tek başına hastalıkları iyileştirmek ya da modern tıbbi ve cerrahi tedavilerin yerine geçmek gibi bir amaç taşımadığını dile getirdi.
"Herkesin müziğe ihtiyacı var"
Müziğin, birçok nörolojik ve psikiyatrik bozukluğun rehabilitasyonunda yarar sağladığını belirten Prof. Dr. Torun, "Sağlıklı bireyler dahil, bütün insanların müzikten faydalanması gerekiyor. Her ton, her melodi, her ritim, kısacası her müzik insan beyninde, belleğinde bir duygu, bir anı, bir hikaye ile yaşar. Sağlıklı bireyler dahil bütün insanların müzikten faydalanması gerekiyor." diye konuştu.
Müziğin, insan beyninin tümünü kapsayan yaygın ve çok büyük sinir şebekelerinde işlendiğine işaret eden Torun, şunları dile getirdi:
"Müzik terapi, 'İnsanlara müzik dinletelim, konser verelim, iyileştirelim' değildir. Müziği, bir araç olarak kullanıp bir terapi sürecini yürütmektir. Ses varsa müzik vardır, müzik varsa duygu vardır. Müzik unutulmaz. Hasta depresyondaysa, yürüyüş bozuklukları varsa, unutkanlıkları varsa müzik terapi uygulanabiliyor. Hasta ve danışanla beraber sürdürülüyor. Araç müzik ama hedef tedaviye yönelik terapidir. Müzik terapisi, halen ilaçla tedavi olanakları kısıtlı olan nörolojik hastalıklara iyi geliyor. Çalışmalarımız, hastaların beyinlerinde depolanmış olan müzik dağarcığının bozulmadığını gösteriyor. Bu nedenle müzikle terapiyi önemsiyoruz. Çocukların gelişim ve eğitim süreçlerinde, duyu, hareket entegrasyonunun desteklenmesi için de müzik önemlidir. Müzik terapi, hareket, duyu, biliş ve duygu durum bozukluklarında işlevselliği artırmaya yönelik modern nörolojik rehabilitasyon yaklaşımları arasında giderek daha önemli konuma sahip olmaktadır."
Çeşitli enstrümanlar çalabilen Torun, terapilerde hastalara klasik müzik, Türk müzikleri başta olmak üzere çeşitli tarz müzik dinlettiklerini ve ritim tutturduklarını kaydetti.