KAYIP HAZİNE "REGÂİBİYYE"

3/28/2017

Dini musıkimizin örneklerinden Regâibiyye

KAYIP HAZİNE

Mübarek üç aylardan Receb ayının ilk cuma gecesi, Regaib kandili olarak kutlanmaktadır. Bu vesileyle dini musıkimizde, mevlid türüne benzeyen manzumeler yazılmış, ragaibiyye adı verilen bu eserlerin bir kısmı kandil gecesi okunmak üzere bestelenmiştir. 

Regāibiyyelerde daha çok mesnevi nazım şeklinin kullanıldığı, bazılarında ise kıta, ilâhi, gazel ve kaside gibi şekillerin tercih edildiği görülmektedir. İlk regāibiyyenin, mi‘râciyyenin yazılıp bestelenmesinde olduğu gibi Üsküdar Doğancılar’daki Nasûhî Tekkesi’nde Hâşim Baba’nın Nâyî Osman Dede ile dergâhın şeyhi Ali Alâeddin Efendi’nin bulunduğu bir sohbette mevlid ve mi‘râciyye gibi bir regāibiyyenin de yazılıp Regaib kandillerinde okunması temennisinden doğduğu nakledilir. Rivayete göre bu vazife orada bulunan Selâhaddin Uşşâkī’ye verilmiş, o da kısa zamanda içinde bir mi‘râciyyenin yer aldığı Matlau’l-fecr adlı 213 beyitlik mesnevisini kaleme alarak o toplantıda bulunanların katıldığı bir mecliste okumuş ve onların takdirini kazanmıştır. Ancak bu rivayet doğru olmamalıdır. Zira Nâyî Osman Dede vefat ettiğinde Hâşim Baba henüz on bir yaşındadır. Öte yandan Selâhaddin Uşşâkī’nin Cemâleddin Uşşâkī’ye Nâyî Osman Dede’nin vefatından çok sonra 1154 (1741) yılında intisap ettiği bilinmektedir. Dolayısıyla bu üç kişinin bir mecliste bir araya gelmeleri mümkün görünmemektedir. Bu rivayeti mi‘râciyyenin bestelenmesinden çok sonra Ali Alâeddin Efendi’nin zamanında mi‘râciyyenin bestelenmesindeki talebe benzer bir arzu üzerine Salâhî’nin kaleme aldığı şeklinde anlamak gerekmektedir. 

Türkçe ikinci regāibiyye Edirne Müftüsü Fevzi Efendi’ye aittir. Müellif Envârü’l-kevâkib fî leyleti’r-Regāib adlı bu manzumesini 1898 yılında kaleme almıştır. Tamamı 126 beyitten meydana gelmektedir.

Kaynak: Türkiye Diyanet Ansiklopedisi

DİĞER HABERLER